
Görsen
Dayanamazsın aslında sen de
Nasıl dayanılır ben bilmiyorum belki sadece
Biri öğretebilir mi ki?
Sanmıyorum.
Hem biliyor musun, uyuyan bir yüz eğer son görüşünse bir daha hiç gülmüyor, hiç görmüyorsundur da
Şimdi korkuyorum yeniden bir şeyler görmekten
Aslına bakarsan eğer hiç de görmek istemiyorum bir yanım deli gibi görmek isterken
Söylemiştim ben, söylemiştim, hem de defalarca kez söylemiştim
Hiç dinlemedin anlaşılan
Hem bir kerecik olsun gerçekten dinleseydin eğer, bunu gerçekten yapsaydın olmayacaktı belki hiçbir şey böyle
Hiçbir kesik de bu kadar derine gitmeyecekti
Biliyor musun, inanmıştım. Hem de öyle çok inanmıştım ki kendime inanmıyorum şimdi hiçbir şekilde
Hala bir yerlerde bir şeyler devam ediyor gibi geliyor
O çok sevdiğim hayaletler bile artık donup kalmışlar zamanın içinde, ne yazık
Bir tek onlar vardı oysaki elimde
Bir yerlerde onlarla devam ediyordu hayatlar
Zaman içinde son bulmuş olsalar bile
Pencerenin ardından izliyorum insanları tüm varları ve yoklarıyla
Biliyorum, bir tek yokları olan ben değilim
Ama sanki yalnız ben böyleyim
Böyle işte, gördüğün gibi
Ya da görmediğin
Artık beni görüp görmediğini de bilmiyorum ama sanırım görmüyorsun
Biliyor musun ben de görmüyorum aslında
Ne kendimi görüyorum ne seni ne de bir başkasını
Görmekte istemiyorum esasında
Hiçbir kol yetmiyor bana aslında artık, kendiminkiler bile
Bir kol mesafesindeyken her şey uzanamıyorum, sanırım gittikçe küçülüyorum
Tamamlanmış hiçbir şeyi görmeye katlanamıyorum
Çamura rağmen bitmesin istiyorum hiçbir yol çalışması,
Hiçbir dükkân da kapanmasın artık
Dayanamıyorum
Çok istediğim çiçekler bile solmuş, kalmamış hiçbir güzelliği
Çiçeklerden de nefret ediyorum artık, onlar ölmez sanıyordum
Ölüyormuş, yanılmışım
Duysan
Nasıl ağlıyor çocuklar aslında yeşilliklerin ardında
Karaköy’den vapura binenleri gördün mü hiç
Sanki bir başka dünyadan kopup gelmişler yalnız bir kıtadan değil
Sanki dünyanın en gizli köşesiymiş gibi
Binlerce adımın altında ezilen kaldırım taşları gibi sessiz sedasız geçiyor bir yerlerden kavuşmuş bir çift el
Ellerinde tütün kokusu olan adamlar ve bir yanları hep eksik kalan, hiç de tamamlanmayan kızlar
Bir de çiçeklerden taç yapan çocuklar dinliyor karakolun duvarını
Ve de dalgaların uğultusunu
“Abla,” diyor yalancının biri “al hediyem olsun”
Bağlarından kopan bir çiçek düşüyor yere, görmüyor kimse, ezilip gidiyor
Pas kokusu her yerde, şimdi hiç kimse görünmüyor el ele
Ya da yan yana
Yan yana bile yan yana değilken aslında
Ne haddine?
留言