top of page

yan yana bile yan yana değilken aslında

Writer: BuketBuket

People fishing from a bridge on a foggy day, with rods lined along the railing. Moody, overcast sky and blurred cityscape in the background.

Görsen

Dayanamazsın aslında sen de

Nasıl dayanılır ben bilmiyorum belki sadece

Biri öğretebilir mi ki?

Sanmıyorum.

Hem biliyor musun, uyuyan bir yüz eğer son görüşünse bir daha hiç gülmüyor, hiç görmüyorsundur da

Şimdi korkuyorum yeniden bir şeyler görmekten

Aslına bakarsan eğer hiç de görmek istemiyorum bir yanım deli gibi görmek isterken

Söylemiştim ben, söylemiştim, hem de defalarca kez söylemiştim

Hiç dinlemedin anlaşılan

Hem bir kerecik olsun gerçekten dinleseydin eğer, bunu gerçekten yapsaydın olmayacaktı belki hiçbir şey böyle

Hiçbir kesik de bu kadar derine gitmeyecekti

Biliyor musun, inanmıştım. Hem de öyle çok inanmıştım ki kendime inanmıyorum şimdi hiçbir şekilde

Hala bir yerlerde bir şeyler devam ediyor gibi geliyor

O çok sevdiğim hayaletler bile artık donup kalmışlar zamanın içinde, ne yazık

Bir tek onlar vardı oysaki elimde

Bir yerlerde onlarla devam ediyordu hayatlar

Zaman içinde son bulmuş olsalar bile

Pencerenin ardından izliyorum insanları tüm varları ve yoklarıyla

Biliyorum, bir tek yokları olan ben değilim

Ama sanki yalnız ben böyleyim

Böyle işte, gördüğün gibi

Ya da görmediğin

Artık beni görüp görmediğini de bilmiyorum ama sanırım görmüyorsun

Biliyor musun ben de görmüyorum aslında

Ne kendimi görüyorum ne seni ne de bir başkasını

Görmekte istemiyorum esasında

Hiçbir kol yetmiyor bana aslında artık, kendiminkiler bile

Bir kol mesafesindeyken her şey uzanamıyorum, sanırım gittikçe küçülüyorum

Tamamlanmış hiçbir şeyi görmeye katlanamıyorum

Çamura rağmen bitmesin istiyorum hiçbir yol çalışması,

Hiçbir dükkân da kapanmasın artık

Dayanamıyorum

Çok istediğim çiçekler bile solmuş, kalmamış hiçbir güzelliği

Çiçeklerden de nefret ediyorum artık, onlar ölmez sanıyordum

Ölüyormuş, yanılmışım

Duysan

Nasıl ağlıyor çocuklar aslında yeşilliklerin ardında

Karaköy’den vapura binenleri gördün mü hiç

Sanki bir başka dünyadan kopup gelmişler yalnız bir kıtadan değil

Sanki dünyanın en gizli köşesiymiş gibi

Binlerce adımın altında ezilen kaldırım taşları gibi sessiz sedasız geçiyor bir yerlerden kavuşmuş bir çift el

Ellerinde tütün kokusu olan adamlar ve bir yanları hep eksik kalan, hiç de tamamlanmayan kızlar

Bir de çiçeklerden taç yapan çocuklar dinliyor karakolun duvarını

Ve de dalgaların uğultusunu

“Abla,” diyor yalancının biri “al hediyem olsun”

Bağlarından kopan bir çiçek düşüyor yere, görmüyor kimse, ezilip gidiyor

Pas kokusu her yerde, şimdi hiç kimse görünmüyor el ele

Ya da yan yana

Yan yana bile yan yana değilken aslında

Ne haddine?

 
 

留言


  • Instagram

yelkovan kuşlarının

izinde 

Contact

Ask me anything

bottom of page